Thursday, February 14, 2008

Hastane hakkında bilgiler

OLMAYA DEVLET CİHANDA BİR NEFES SIHHAT GİBİ.Hastaneler sağlıklı yaşama merhaba diyor.

Monday, December 31, 2007

Hastanelerde personel krizi

Kamu Personeli Kanun Tasarısı Taslağı'nın, Danıştay tarafından "iş sürekliliğini ortadan kaldırdığı" gerekçesiyle veto edilmesi, sözleşmeleri 2005 sonunda biten hastaneleri krize soktu. Sözleşmeli personelinin iş akdini yenileyemeyen bazı hastanelerde ameliyatlar ve yatış işlemi durduruldu.
Sözleşme krizinden en çok Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi, Şişli Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Sultanbeyli Devlet Hastanesi'nin etkilendiği kaydedildi. Yaklaşık 200 hemşiresinin sözleşmesini yenileyemeyen Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, 2005'in son gününde hasta yatışları durduruldu. Ameliyat bekleyen hastaların isyanı üzerine sağlık ocaklarında görev yapan 30 hemşire, geçici olarak hastaneye kaydırıldı. Bazı servislerde sorun çözülürken, radyasyon onkolojisi, çocuk cerrahisi gibi bazı servislerde hasta yatışının yapılmadığı öğrenildi.

2900 yeni personel
Siyami Ersek'teki kalp hastalarının birçoğu özel hastanelere yönlendirildi. İstanbul İl Sağlık Müdür Vekili Mehmet Bakar, yazılı açıklamasında, sözleşmesi biten personelin yerine, 2006 yılının ilk ayında Devlet Memurluğu Sınavı ile İstanbul'daki hastaneler için 2900 sözleşmeli personelin alınacağını, bunların da 20 gün içinde göreve başlayacağını ifade etti.

Hastane özel olursa daha iyi hizmet alınır mı?

Sağlık hizmetlerinin ne biçimde yürütüleceği sadece hekimlerin değil, ekonomistlerin de tartıştığı bir konu. Amerika’da hastaneler farklı farklı mülkiyet yapısında. Bir kısmı özel, bir kısmı da kamusal. Özellerin de kar amacıyla olanı var, olmayanı da. Hangisinin daha uygun olduğu da yoğun olarak tartışılıyor. Kar amacıyla sağlık hizmeti verilmesi maliyetleri düşürme ve hastanın ihtiyaçlarını karşılama yönünde önemli bir teşvik oluşturuyor. Ancak hastaların ve toplumun sağlık hizmetinin niteliği konusunda karar vermeleri çok güç. Bu nedenle hastaneler hastaları yanıltabilir.
İşte bu konuyu aydınlatmak amacıyla Amerika’da bir çalışma yapılmış. (Daniel Kessler ve Mark McClellan: Hastane Mülkiyetinin Sağlıkta Verimlilik Üzerine Etkisi, NBER, Şubat 2002) Çalışmayı ele alanlar 1985 - 1996 arası dönemde kentlerde yaşayan ve enfarktüs hastası olan yaşlıları inceliyorlar. Bunlara yapılan sağlık harcamalarını, hastaların yaşam süresini ve daha sonra kalp sorunlarıyla karşılaşıp karşılaşmadıklarını araştırıyorlar. Çalışmanın sonucu şöyle beliriyor: Kar - amacıyla yürütülen hastaneler harcamalarında yüzde 2.4 tasarruf sağlamalarına rağmen, sağlık hizmeti kalitesinde hiç de aşağı kalmıyor. Üstelik bu tasarruf yakın bir mesafede hem özel, hem de devlet hastanesi varsa daha da düşük oluyor. Yani alenen rekabet başlıyor.
Gerçi, yüzde 2.4 devede kulak bir rakam. Oysa, bizde devlet hastanelerinde fütursuzca yapılan harcamaları hesaba katarsak, maliyet şişmesinin ne olduğu anlaşılır. Ancak... Buradan hemen Özalvari sonuçlar çıkarıp tüm hastaneleri özelleştirmeye kalkmayalım. Ülkemizde çoğu çektiğimiz sıkıntı da öyle yarım yamalak bilgilerle yanlış politikalar öneren prenslerin kafasından çıktı.
Aynı araştırma eğitim amaçlı kamusal hastanelerin az bir miktar daha maliyetli olsa da, çok daha iyi hizmet sağladığını gösteriyor. Mesela bu hastanelerde tedavi gören hastaların ölüm oranlarındaki düşme, kurtarılan her hastanın her yaşam yılı için 59.000 dolarlık bir harcama - yarar rasyosu kazancı elde edildiğini gösteriyor. Kısacası, kendinizi bilen ve öğreten doktorlara teslim etmeniz hem kendiniz, hem de ekonomi için daha olumlu. Bu bir. İkincisi, ne tür bir fiyatlandırma yapıldığı bilinmemektedir. Üçüncüsü, araştırmacılar başka hastalıklarda farklı sonuçlar çıkabileceğini de uyarıyorlar. Ve nihayet araştırmacılar sağlık hizmetinde farklı örneklerin sonuçlarını ölçmedeki zorluğu itiraf ediyorlar. Çünkü uygun ölçüt belli değil.
Karşılaştırma yapmadan önce yatırımları görmekte yarar var. Ülkemizde kamu hastanelerine yapılan yatırım ne yazık ki çok yetersiz. Doktor ve diğer sağlık personeline verilen ücret de düşük kalınca hizmet haliyle aksıyor. Ancak kestirmeden çözüm "özelleştirelim" retoriği, kamu mülkiyeti fetişizmi" kadar yanlış. Sağlık elbette para işidir. Hem de çok. İllaki karlı olsun denirse, Amerika’da bile tüm hastanelerin neden özelleştirilmediğini yanıtlamak gerekir. Acaba Hakkari’de karlı hastane olabilir mi? Oradaki gelirle her hastalık tedavi edilebilir mi? Hakkarili yurttaşlarımız ölümle, karlı hastane arasına mı sıkışacaklar?
Sağlığa yapılan harcama bir uygarlık göstergesidir. Tamam israf yapmayalım, ama çok fazla karlılık da aranmaması gerekir.

AVRUPALI HASTALAR Türk doktora emanet

Türkiye, İngiltere dışında, Hollanda, Belçika ve Almanya’dan da hasta akını bekliyor. Hollanda’da kalp ameliyatı için bir ay sonraya gün verilmesi, Almanya ve Belçika’da ameliyat ve tedavi masraflarının aşırı pahalı olması nedeniyle uzun süredir bu ülkelerdeki sigorta kuruluşlarının da Türkiye’deki bazı hastanelerle görüşme halinde olduğu belirtildi.
Universal Hospital Group (UHG) ve Özel Hastaneler Derneği Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, İngiliz yetkililerle yaptıkları görüşme sonrası anlaşma noktasına gelindiğini, imzalanması durumunda, İngiltere’den çok sayıda hasta beklediklerini söyledi.

Ameliyat sırası
İngiltere’den 800 ayrı noktadan alınacak hastaların, başka ülkelerde tedavi olacaklarını vurgulayan Ofluoğlu, kendilerinin Alman, Ege Sağlık ve Universal Hospital Bodrum hastanelerine hasta alımıyla ilgili görüşmeler yaptıklarını belirtti.
Özel Hastaneler Derneği Genel Sekreteri ve International Hospital Genel Müdürü Yaşar Yıldırım, sosyal devlet yapısı nedeniyle Kuzey Avrupa ülkelerinde bir yıldır bu yönde bir sıkıntı olduğunu bildiklerini söyleyerek, bazı ülkelerle görüştüklerini söyledi. Yıldırım, bu ülkelerde medikal personelin artmaması nedeniyle özellikle ameliyat gereken hastaların biriktiğini sözlerine ekledi.


Özel hastaneler gözde
• Florence Nightingale Hastanesi: Kalp ameliyatı olmak isteyen yabancılar tercih ediyor. Yılda 50’nin üzerinde yabancı hastaya VIP hizmet veriliyor. Bu hastalar ülkelerinden özel uçakla aldırılıp, ameliyat sonrası yine özel uçakla gönderiliyor. Son olarak Arnavutluk Başbakan Yardımcısı by - pass oldu.
• Amerikan Hastanesi: Yabancı hastaların yüzde 5’lik bir payı var. Ekonomik ve güvenilir olması nedeniyle tercih edildiklerini söyleyen hastane yetkilileri, İngiltere’yle görüşüldüğünü, birkaç hastanın görüşmeler sonrasında gönderilerek ameliyat edildiğini bildirdiler.
• Özel Marmara Hastanesi: Özellikle Gürcistanlı hastalar kalp ameliyatı için akın ediyor. Bir yılda 100 Gürcü’ye kalp ameliyatı yapıldı.
• Memorial Hastanesi: Mevcut kapasiteden sağlık turizmi başlaması durumunda 200 yatak daha artırabilecek. Ürdün Milli Takımı’nın menisküs ve ortopedi ameliyatlarının yapıldığı hastaneye, Türk Cumhuriyetleri, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Arnavutluk, İsrail, Romanya’dan yılda yaklaşık 300 hasta geliyor.


Ne kadar para, o kadar tedavi!
Kalçasındaki kırık nedeniyle ameliyat olması gereken 1.5 aylık hamile genç kadın, parası olmadığı için hastanede 15 gündür bekletiliyor...
İSMAİL POLAT İstanbul

Buzlanan kaldırımda düşerek kalçasını kıran Melek Dere, Kartal Kaymakamlığı’nın, başhekimliğe "Tedavi masrafları Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından karşılanacak" talimatına rağmen 15 günden bu yana ameliyat olacağı günü bekliyor.
Doktor Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi Kliniği’nde bekleyen bir çocuk annesi Dere’ye (30), hastane yönetimi 800 milyon liraya ameliyat edileceğini söyledi. Dere’nin annesi Refiye Kalyoncu, Kartal Kaymakamlığı’na başvurarak yeşil kart almak istedi. Yeşil kart işlemlerinin uzun süreceğinin belirtilmesi üzerine Kaymakam Celal Dinçer’den resmi bir yazı alan Kalyoncu, bunu hastaneye teslim etti. Doktorların, 1.5 aylık hamile olan Dere’ye "Parayı getirmezsen ameliyat etmeyiz" dediklerini ileri süren anne Refiye Kalyoncu, "Kaymakamlıktan yazı getirdiğimiz halde kızımı ameliyat etmiyorlar. Hastane görevlileri 250 milyonluk senet imzalattılar. Yine de para bekliyorlar" diye dert yandı.
Başhekim Muzaffer Yıldız ise, genç kadını yeşil kartının çıkması için beklettiklerini belirterek, "Fondan verilen para çok cüzi bir rakam. Bu paranın geri kalanını aile getirmek zorunda. Zaten hastanın ameliyat için acil bir durumu yok" dedi.

Özel hastaneye en düşük ücret

Maliye Bakanlığı'nın 1 Temmuz'dan itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe koyduğu "Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği" ile ilgili tartışma sürüyor.
Kamu - özel ayırmadan tüm hastanelerin ve Türk Tabipleri Birliği'nin tepkisine neden olan tebliğde karşı çıkılan paket fiyatta, özellikle eğitim hastaneleri ile özel hastaneler arasında büyük fark olduğuna dikkat çekiliyor. Özel hastane temsilcileri, en büyük özel hastanelerle en küçük devlet hastanelerinin aynı kategoriye konulduğunu savunuyor.

55 YTL'den 25 YTL'ye
Tebliğ ile birlikte kamunun özel kurumlara ödediği bedelin yaklaşık yüzde 50 azaldığı öne sürülüyor.
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD), özel hastanelerin ayakta kalabilmesi için bu bedeli vatandaşa yansıtmak zorunda kalacaklarını belirtirken, daha önce ödenen ortalama rakam 55 YTL iken, şimdi bu rakamın 25 YTL'ye çekildiğini belirtiyor.
OHSAD Başkanı Dr. Muharrem Usta'nın "Amerikan Hastanesi ile Of Devlet Hastanesi aynı kategoride yer alıyor ve aynı ücret ödeniyor" diye isyan ettiği tabloda, hastaneler 19 kategoride bulunurken 20 ayrı branşta da devletin ödediği ücretler yer alıyor.
Buna göre iç hastalıkları branşında bir eğitim hastanesine 44 YTL ödenirken, özel hastane ve küçük ölçekli devlet hastanelerine 25 YTL ödeniyor.

Sınıflandırma ve fark
Tebliğde "Eğitim hastanesi - genel" olarak belirtilen sağlık kurumları ve "Yataklı kurum - yatak sayısı 1 - 99" olarak sınıflandırılan ve büyük özel hastanelerden küçük ve orta düzeydeki devlet hastanesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan kategorinin karşılaştırılmasında, özel hastanelerin devletin en düşük ücret ödediği sınıfta yer aldığı görülüyor.

Bakan Akdağ: Fark istemek fırsatçılık

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Maliye'nin 'paket fiyat' uygulamasını içeren tebliğinin ardından özel hastanelerin fark istemesini "fırsatçılık" olarak değerlendirdi. 'Yeni uygulama kapsamında ba-kanlık hastanelerinde, halktan 5 kuruş istenme-yecek' diyen Akdağ, şöyle konuştu: "Eskiden bir hasta muayene ediliyordu, altına yapılan tetkikler de yazılarak fatura ediliyordu. Şimdi ise tetkikler bu harcamaların içinde kabul edilerek fatura oluşturuluyor. Bir hasta yalnızca muayene edildiğinde ödenen para 15 YTL'ydi, şimdi yalnızca muayene edilmiş olsa bile bu para ödenmeyecek."

Calcium Sandoz ödeme listesinden çıkarıldı

Maliye Bakanlığı, maliyet dezavantajı getirmesi nedeniyle bazı ilaçları Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliğindeki 'Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi'nden çıkardı. Listeden çıkarılan ilaçlar şöyle: Grip tedavisindeki efervesan (suda eriyen) soğuk algınlığı ilaçları, viskosuplementasyon (eklem içi sıvısının tamamlanmasına yönelik) ürünleri, obezite tedavisindeki antiobezite preparatları ve terapötik (tedavi edici) dozda olmayan çinko içerikli ilaçlar. Listeden çıkarılan "Calcium Sandoz", gebeler için kalsiyum eksikliğinde, çocuklar için de grip tedavisinde kullanılıyor.

Yatılı hastaya sevk kalkıyor

Yeni yılla birlikte yatılı tedavi olan hastaların gerekli ilaç ve malzemeleri yattıkları hastanelerce karşılanacak, hastalar tetkik ve tahlil için başka kurumlara sevk edilmeyecek.
Yürürlük tarihi 15 Ekim iken ertelenen Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği 1 Ocak 2008'den itibaren uygulanmaya başlanacak. Tebliğe göre resmi sağlık kurumlarınca çeşitli nedenlerle temin edilemeyen ilaçlar, hak sahiplerinin sağlık karnelerine, "Eczanemizde yoktur, yatan hasta" kaşesi basılıp başhekimlik onayı alındıktan sonra sözleşmeli eczanelerden alınabilecek. Tebliğin getirdiği düzenlemeler özetle şöyle:

Sağlık kurum ve kuruluşları, hastalarını tetkik veya tahlil için başka bir kuruma sevk edemeyecek.
Sağlık kurumlarında yatış ve taburcu işlemi yapılmadan, 24 saatlik zaman dilimi içinde gerçekleştirilen tedaviler günübirlik tedavi kabul edilecek. Bu çerçevede, kemoterapi, radyoterapi, genel anestezi, bölgesel anestezi, intravenöz veya inhalasyon ile sedasyon gerçekleştirilen tanısal veya cerrahi tüm işlemler, diyaliz tedavileri, intravenöz ilaç infüzyon uygulaması günübirlik tedavi kapsamında olacak.
Artık hastaneler, günübirlik tedavilerde kullanılan ilaçları temin etmek zorunda olmayacak. Hastalar ilaçlarını serbest eczanelerden alabilecek.
Yoğun bakım hastasından hiçbir gerekçeyle ek ücret alınmayacak. Hastanelere, yoğum bakım için paket fiyat üzerinden ödeme yapılacak. Hastaneler, hasta seçimi yapamayacak, tedavi bitmeden hasta taburcu edilemeyecek.
Bedeli devlet tarafından karşılanacak organ protez ve ortezler listesine 1700 YTL birim fiyatı ile akülü tekerlekli sandalye de ilave edildi.
Yatarak tedavi gören hastalara verilen bazı kan ürünlerinin hastanelerce teminini öngören düzenleme de yine 1 Ocak'ta yürürlüğe girecek.

Hastanedeki hastaya ilaç aramaya devam

Yatılı tedavi olan hastalar, gerekli ilaç ve malzemelerini 1 Ocak 2008'e kadar kendileri temin etmeye devam edecek. Yatılı tedavide tıbbi ilaç ve malzemelerin 15 Ekim'den sonra hastaneler tarafından teminini öngören tebliğe ilişkin yürürlük tarihi 1 Ocak 2008 olarak değiştirildi.
Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği'nde yapılan değişiklikler dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Tebliğdeki değişikliklere göre, yatılı tedavilerde ilaç ve malzemelerin sağlık kurumu tarafından temin edilmesi zorunluluğu 1 Ocak 2008'den itibaren uygulanmaya başlanacak. Bazı üniversite hastanelerince Kamu İhale Kanunu çerçevesinde yapılan itirazlar sonrasında Sağlık Bakanlığı'nın girişimiyle yürürlülük tarihi, 15 Ekim'den 1 Ocak 2008'e ertelendi.


Günübirlik tedaviler
Bunun yanı sıra sağlık kurum ve kuruluşları, hastalarını tetkik veya tahlil için başka bir sağlık kurum veya kuruluşuna 1 Ocak 2008'den itibaren sevk edemeyecek.
Sağlık kurumlarında yatış ve taburcu işlemi yapılmadan, 24 saatlik zaman dilimi içinde gerçekleştirilen tedaviler günübirlik tedavi kabul ediliyor. Bu çerçevede, kemoterapi, radyoterapi, genel anestezi, bölgesel anestezi, intravenöz veya inhalasyon ile sedasyon gerçekleştirilen tanısal veya cerrahi tüm işlemler, diyaliz tedavileri, intravenöz ilaç infüzyon uygulaması günübirlik tedavi kapsamında sayılıyor.
Tebliğ, bu günübirlik tedavilere ilişkin de yenilikler getirdi. Artık hastaneler, günübirlik tedavilerde kullanılan ilaçları temin etmek zorunda olmayacak. Reçeteyi düzenleyen hekim tarafından günübirlik tedavi kapsamında olduğunun belirtilmesi kaydıyla hastalar, ilaçlarını serbest eczanelerden alabilecek. Ayrıca yoğun bakım hastasından hiçbir gerekçeyle ilave ücret alınmayacak.
Tebliğe göre, bedeli devlet tarafından karşılanacak "Vücut Organ Protez ve Ortezler Listesi"ne 1700 YTL birim fiyatı ile akülü tekerlekli sandalye de ilave edildi.